Eswl e dirençli ve obstrüksiyon kanıtı gösteren büyük (2 cmden den büyük) böbrek ve proksimal üreter taşları için seçilecek bir tedavi şeklidir. Özelliklle alt kaliks taşlarında bu operasiyon yöntemi taşların hızlı ortadan kaldırılmasını sağlar. Floroskopi, ultrasonografi veya her ikisi eşliğinde iğne ponksiyonu rutin olarak posterior aksiler hattan posterior inferior kalise doğru yönlendirilir. Üst kalikslerinde ponksiyonu gerekebilir. Nadiren süperior kaliseal ponksiyona gerek görülür. Bu koşullarda plevra, akciğerler, dalak ve karaciğer yaralanmalara dikkat etmek lazım. Ardarda plastik dilatatörler (amplaz sistemi) içiçe geçen metal dilatatörler (alken) ve destekli amplatz sistemiyle uygulanan balon dilatasiyonu ile perkutan yol genişletilebilir. Taşların perkutan yolla çıkarılması sabir ve süreklilik ister. Geri kalan taşların flexible üreteroskopla veya ilave perkutan ponksiyonu girişi ile çıkarılabilir. Veya ikinci seans pcnl veya eswl ye başvurulabilir. Kompleks taşların sıklıkla pek çok girişim gerektirdiği konusunda hastalar bilgilendirilmelidir.
Pcnl tedavisinde ortalama kan kaybı 2. 8 g/dl hemogobindir.
Bu yöntem ne kadar efektif ve minimal invazif bir yöntem olarak kabul edilsede çeşitli araştırmalada yüksek komplikasiyonlar bildirilmiştir.
Kanama: i (%9,5) işlem sıarsında böbrek içindeki damarların zarar görmesi
Enfeksiyon
Böbrek taşlarına ulaşamama, açık operasiyona dönme
Arteriovenöz fistül oluşması anjiografik olarak tedavi edilebilir.
Sırttaki kesi ya da böbrek üzerindeki yara etrafinda sıvı toplanabilir.
Fazla taş yükü varsa ikinci seans pcnl veya eswl gerekebilir
Operasiyon sırasınıda barsak dalak akciğer plevra karaciğer, pankreas ve safra kesesi organlarında yaralanmalar meydana gelebilr. Dilatasiyon derecesi ve kullanılan enstrümanların boyutunun kanama miktarı ile orantılı olduğu birçok çalışmada gösterilmiştir. Daha küçük trakt oluşturulması ile dilate olmayan kalikslerde ve dar infundibulumlarda daha az parankimal hasar meydana geldiği görülmüştür.
Çocuk hastlarda konvansiyonel pnl nin komplikasiyonları azaltmak için küçük çaplı aletler geliştirilmiştir.
Günümüzde 20 fr ve daha ince aletlerin kullanımı ile yapılan pnl amaliyatlarına mini pnl terimi kullanılmaktadır.
cnl operasiyon başarı oranı %90 üzerinde olduğu saptanmıştır.
Mikro-perkutan nefrolitotomi (mikroperk):
Mikroperk yöntemi direkt görüş altında tek aşamalı giriş yapılmakta taşlar ise dışarı alınmadan kırılarak yerinde bırakılmaktır. Mikroperk (all seeing needle) en büyük avantaji herhangi bir dilatasiyon ya da çoklu manevra gerektirmeden tek aşamada aksesin gerçekleştirilebilmesidir. Bu sayede hem amaliyat süresi kısalmakta, hemde daha az radyasyona maruz kalınmakta, hemde trakt dilatasiyonu sırasında meydana gelen kanma ve perforasiyon gibi komplikasiyonlar engellenmektedir. Bu operasiyonda genel anestezi altında 6-8 fr üreteral kateter takılır. Floroskopi ve/veya ultrason rehberliğinde 16 gauge tam görüş sağlayan iğne ile direkt görüş altında giriş yapılır. Bu iğne 20 cm uzunluğunda 5 fr kalınlığındadir. İğne ile giriş sağladıktan sonra içi çıkarlır. Proksimal uçuna üç yollu konektör aparat bağlanır. Konnektörün lateral kanalından teleskop gönderilir. Diğer lateral kanal irrigasiyon için kullanılır. Merkez kanaldan ise lazer fiberinin gönderilmesi için kullanılır. Direkt görüş açısından 0 optik kullanılır. Litotripsi metodu olarak holmiyum: yag lazer kullanılmaktadır. Mikroperk yönteminde giriş tekniği tamamen cerrahın tercihi ve deneyimine bğlıdır. Floroskopi veya ultrason eşliğinde gerçekleştirilebilir. İlk giriş mutlaka posteriolateraden, infundibuluma paralel olarak ve transparankimal olarak gerçekleştirilmelidir. Posterior kalikse transvers olarak yapılacak bir forniks giriş kaliseal yapılarda minimal hasara yol açacak ve interlobar arterlerde veya diğer intrarenal damarlarda meydana gelebilecek yaralanmaları önleyecektir.
Mikroperk sırasında sağlanan direkt görüş, iğnenin hedef noktaya ulaştırılması sırasında büyük avantaj sağlamakta ve giriş sırasında oluşabilecek komplikasiyonları (kanama perforasiyon vb.) Minimal düzeye indirmektedir.
Bu yöntemin önemli dezavantajlarından birisi taş çıkarma şansının olmamasıdır. Taşlar eswl prensibiyle kırılarak yerinde bırakılır. Ancak taşın kompozisyonuna bırakmaksızın tam odaklayarak fragmantasiyon sağlanması eswl ye olan üstünlüğüdür.
Bu yöntem genellikle taş yükü fazla olmayan (2cm den küçük) tek alt kaliks taşlarında, çocuk hastalarda ve anomalili böbreklerde (ektopik, atnalı vb.) Tercih edilebilir.