Testislerin kötü huylu tümörleri nadirdir. Tüm primer tümörlerin %90 - %95’i germ hücreli tümörlerdir. Testis tümörleri sağda sola göre biraz fazla görülmektedir.
Testis tümörlerinin etyolojisi bilinmemekte, doğumsal ve edinsel faktörlerin testis tümörü oluşumunda önemli rol oynadığı bilinmektedir. En güçlü ilişki inmemiş testislerdir. Testis tümörü hastalarında %7 - %10 arasında kriptorşidi öyküsüne rastlanır.
İntrabdominal testislerde (20’de 1); inguinal testislerde (80’de 1) göreceli malignite riski vardır. Testis tümörlerinin oluşumunda hamilelikte annenin östrojen kullanması da önemli rol oynar.
Testis tümörleri seminom ve nonseminom olmak üzere iki ana histopatolojik gruba ayrılır. (embriyonal, teratom, koriyokarsinom ve mikst tip tümörlerdir.)

Saf seminomun üç histopatolojik alt tipi tanımlanmıştır. Tüm seminomların %85’i klasik seminomlardır. %5 - %10’u anaplastik seminomudur. Tüm seminomların %5 - %10’unu spermatositik seminomlar oluşturur.
Testis tümörleri genellikle lenf yoluyla metastaz yapar. Koriyokarsinom hematojen yolla yayılım gösterir.
 T: Primer tümör
              T0: Tümör yok
              T15: İntratübüller  kanser
              T1: Tümör  testiste sınırlı
              T2: Tunica  albuginea dışına veya epididime yayılmış
              T3: Spermatik  kord tutulmuş
              T4: Skrotum  tutulmuş
              N: Bölgesel lenf  düğümleri
              N0: Lenf  nodüllerinde metastaz yok
              N1: Mikroskopik  lenf düğümü metastazı
              N2a: -> 5 Nodül  metastazı, 2 cm’den küçük
              N2b: > 5  Metastaz veya 2 cm’den büyük nodül metastazı
              N3: Nodül dışı  yayılım
              N4: Rezeke  edilemeyen retroperitoneal
              M: Uzak  metastazlar
              M0: Metastaz yok
              M1: Metastazlar  var
Testis kanserli hastaların tümü için düzenli izlem gerekir. Ameliyat olan veya radyoterapi görenler ilk 2 yılda 3 ayda bir; sonra 5 yıla kadar 6 ayda bir; daha sonra yılda bir kontrol edilir.
Laboratuar araştırmasında AFP, HCG, LDH, CEA düzeyleri kontrol edilir. Nüksten şüphelenilen vakalarda Batın BT’si gereklidir.
Orşilektomi ve radyoterapi ile tedavi edilen seminomlarda 5 yıllık survi evre I’de %98, evre II A’da %92 - %94’tür.
Orşilektomi ve kemoterapi uygulanan hastaların (yüksek evreli) survi 5 yılda %35 - %75 düzeyindedir.
Evre A NSGCTI’li orşilektomi ve RPLND uygulanmış hastalarda survi %96 - %100’dür.
Evre B hastalarında 5 yıllık %90 evre ilerledikçe survi düşmektedir. (%55 - %80)