Çalışma Saatleri: Pazartesi - Cumartesi - 08:30 - 17:30

HASTALIKLAR

HIV (KAZANILMIŞ BAĞIŞIKLIK YETMEZLİĞİ SENDROMU) (AIDS)

Etkeni hıv dir. Dünya genelinde 80 milyondan fazla insan hıv ile enfekte durumdadır ve her yıl en az 3 milyon kişi enfekte olmakta ve 2 milyon dan fazla insan ölmektedir.

Hıv hıv-1 ve hıv-2 olmak üzere iki tip şekilde ayrılmaktadır. Ancak küresel aıds vakalarının %99 dan fazlazı hıv-1 ile bağlantılı olduğu bildirilmiştir.

Bir retrovirüs olan hıv-1 insan bağışıklık sistemindeki makrofajlar ve t-hücrelerinin içinde çoğalır.

Hıv enfeksiyonu sonuçta immun sistemin anahtar hücrelerini yok ederek insan bağışıklık sistemini felçe uğratır. Aıdsten ölüm bir ya da birden çok fırsatçı patojenin neden olduğu ikincil (sekonder) enfeksiyonlardan olur. Günümüzde immünolojik ve/veya nükleik asit temeli testler ile HIV pozitif bulunan bir hastaya HIV/AIDS teşhisi konulması için aşağıdaki iki kriterden en az biri bulunmalıdır.

Tüm kanda 200/ul den daha az sayıda cd4 t-hücreleri bulunmaktadır. (Normal sayı 600-1000 arası) ya da cd4 t hücresi /toplam lenfosit yüzdesi %14 den daha azdır.

Cd4 t-hücre sayısı 200/ul den fazladır ve aşağıdaki hastalıklardan herhangi birini göstermektedir. Candidiasis, coccidiomyosis, cryptococcosis, histoplasmosis, isosporiasis, pneumocystis Jirveci, cryptospordiosis veya beyinde toxoplasis, pulmoner tüberküloz, salmonella septisemisi, sitomegalovirüs enfeksiyonları, ensefalopati, aşırı zayıflık, hs ile bağlantılı bronşit, invazif servikal kanser, kaposi sarkomu, burkitt lenfoma, beyinde primer lenfoma veya immünoblastik lenfoma, pnömoni.

Hıv enfeksiyonu asemptomatik enfeksiyondan AIDS ekadar çok geniş bir klinik progresiyon sıklığı oldukça değişkendir.

Bazı kişiler HIV enfeksiyondan aids e birkaç ay içinde ilerlemekte bazıları ise on yllar boyunca asemptomatik kalmaktadır.

Genel olarak enfeksiyondan aids e kadar geçen süreyaklaşık on yıldır. Enfeksiyon her evresinde viral replikasyon devam etmekte bu nedenle enfeksiyonun geç dönemlerinde viral yük artmaktadır. Aıds bulaşma yolları vücut sıvılarının genellikle de kan veya semen aktarımı ile bulaşmaktadır.

Hıv fetüse enfekte anneden ve muhtemelen anne sütünden de bulaşabilir. Hıv enfekte annelerden doğan bebekler kanlarında annelerinden gelen hıv’e karşı antikor taşır. Ancak yeni doğanlardaki pozitif bir HIV enfeksiyon tanısı mutlaka doğumdan sonra bir yıl veya daha fazla beklemelidir. Çünkü doğumda anneye ait HIV antikoru bulunan bebeklerin %70 i daha sonra enfeksiyon belirtisi göstermez.

Hıv/AIDS hastalarında genellikle kaposi sarkomu denilen bir kanser görülmektedir. Kaposi sarkomu kan damarlarını çevreleyen hücrelerde görülen mor lekeler ile karakterize olan bir kanserdir. Hıvile insan herpes virüs 8 in (hhv-8) koenfeksiyonu kaposi sarkomuna neden olmakta ve AIDS hastaları dışında çok ender görülmektedir.

Tanı:

Hıv enfeksiyon tanısıgenellikle hasta kanında patojene karşı oluşan antikorların belirlenmesi ile yapılabilmektedir.

Birçok tanı testi ile HIV viriyonları doğrudan ve saysal olarak kan örneklerinden saptanmaktadır. Bazı testlerde virüse özgü revers transkriptaz-polimeraz zincir reaksiyonu (rt-pcr) kullanılmaktadır.

Rt-pcr kandakı viriyon sayısını ya da bir anlamda viral yükü ölçer.

Hıv/AIDS in tedavisi:

Tedavi görmeyen HIV enfekte bir kişinin prognozu kötüdür.

Hıv/AIDS hastaların çoğu ergeç ölmektedir.

Cd4 hücrelerinin kanda bulundukları 600-1000/mm3 lük normal düzeyden 5-7 yıl içinde sıfıra yakın bir değere kadar gerilediğini de göstermiştir.

Hıv-pozitif bir kişinin antiviral tedavi yapılmadan 10 yıldan daha fazla yaşaması çok enderdir.

Etkili anti-HIV ilaçları, iki grubun revers transkriptaz inhibitörleri, proteaz inhibitörleri, füzyon inhibitörleri ve integraz inhibitörleri olmak üzere dört kategoriye ayrılmaktadır.

Akut retroviral sendromu:

Bu sendrom henüz daha antikor testi pozitifleşmeden HIV enfeksiyonu ile kısa süre önce karşılaşmış olan birçok kimsede görülür. Bu sendrom ateş, halsizlik, lenfadenopati ve ciltte döküntü gibi akut belirtiler ve bulgularla karakterizedir.

Bu dönemde tedaviye başlanması ile HIV viral yükün azaldığı saptanmıştır ve HIV bağlı komplikasyonlar geç ortaya çıkmıştır.