Prostat kanseri erkeklerde en sık görülen kanserdir.
Bütün kanserler arasında prostat kanseri yaşla birlikte en sık artış
gösteren kanser türüdür.
Kanserden ölümlerin en sık görülen ikinci nedenidir. Mortalite oranları
klinik belirgin prostat kanserinde %9,5'dir. Bazıları öldürücü ve
çok geç tespit edilip tedavi edilmemiş ise hastanın ölümü ile sonuçlanabilirken
çoğu prostat kanseri hastaya zararsız ve önemsizdir.
Yaşla beraber prostat kanseri riski artar. 40 yaş altı erkeklerde oran 1/10000 iken 40-59 yaş arası 1/103 ve 60-79 yaş arası 1/8'dir.
Prostat kanserlerinin %95'den fazlası Adenokarsinomdur. Diğer %5'in %70'i değişici hücre karsinomu ve kalanı nöroendokrin karsinomları ve sarkomlardır. Prostat kanseri olgularının %60-70'i periferik zondan kaynaklanırken %10-20'si transiyonel zon ve %5-10 santral zondan kaynaklanır.
İnvaziv prostat kanserinin öncüsüdür.
LGPIN: Düşük dereceli PIN
HGPIN: Yüksek dereceli PIN
HGPIN olguların yaklaşık %50-80'inde invaziv prostat kanseriyle;
buna karşın LGPIN sadece %20 oranında invaziv prostat kanseriyle
ilişkilidir.
Erken evre prostat kanserli çoğu hasta asemptomatiktir. Semptomların varlığı sıklıkla lokal ilerlemiş veya metastazi gösterir. Prostat kanserli hastanın miksiyon sorunları BPH'a benzer. Kemik metastazlarında kemik ağrıları olur. Metastaz olan organa göre şikayetler değişir.
PRM'yi içeren bir fizik muayene gereklidir. İleri değerlendirmelerde PSA, TRUS ve biopsi önerilir. PSA prostat kanseri için spesifik değildir. BPH, üretra enstrümentasyonu ve enfeksiyon gibi faktörler de serum PSA'yı yükseltir.
PSA hızı: PSA hızı serum PSA'sının zamanla değişme hızını gösterir. Serum PSA artışı 0,75 mg/ml/yıl olan hastaların daha yüksek bir kanser riski taşıdığı görünmektedir.
PSA dansitesi: BPH dokusunun gramı başına PSA düzeyi yaklaşık 0,12 mg/ml yükselir.
Transrektal ultrason eşliğinde yapılır. Prostat kanserinin tespitinde en sık kullanılan tekniktir.
1. TRUS: Prostat kanserinin evrelendirilmesi için
yapılması gerekmektedir.
2. Aksiyel BT ve MRI görüntüleme
3. Endorektal manyetik rezonans görüntüleme
4. Kemik taraması
Prostat kanserinin tedavisinde tümör derecesi ve evresi, hastanın yaşam beklentisi tedavinin hastalıksız yaşam sağlama yeteneği, morbidite ve hastanın genel durumu belirleyicidir. Erken evre prostat kanseri için radikal tedavinin terapötik yararını gösteren randomize çalışmalar yoktur. Prostat kanserli hastalar yaşlı olduğu için ölümler genellikle başka sebeplerden olmaktadır. Seçilmiş bir popülasyonda kanserden ölüm oranı %10'dur.
Genellikle prostat kapsülünü infiltre etmeyen, lenf ve uzak metastazı olmayan hastalara önerilmektedir.
Organa sınırlı kanseri olan hastaların 10 yıllık sağ kalım oranları %70-85'dir. Lokal ekstrakapsüler yayılımlı olanlarda bu oran 5 yılda %85, 10 yılda %70'dir. Daha geniş kapsül tutulumu 5 ve 10 yıl sağ kalım %70 ve %40 ile sınırlıdır.
Gleasonı yüksek (yüksek dereceli tümörlerde) hastalığın ilerlemesi hızlıdır. Gleason 2-6 olan 10 yıl sağ kalım %70 iken 7 ve >8 olanlar için %50 ile %15 arasında değişmektedir.
Radikal prostatektomide pozitif cerrahi sınırlı hastaların tedavisi tartışmalıdır. Bunlar için acuvan radyoterapi tedavisi tartışılır.
a) Radyoterapi: Geleneksel radyoterapi (Alfa RT) teknikleri
prostata güvenli 6500-7500 cGY uygulanmaya izin verir.
b) Radyoterapi-brakiterapi: Radyoaktif çekirdeklerin TRUS eşliğinde
prostata yerleşmesi ile yapılan teknik düşük hacim düşük dereceli
prostat kanserli erkeklerde veri cesaret verici olmasına rağmen
morbiditeyi (empotans ve üriner sistem obstrüksiyonu) düşündürücü
yan etkileridir.
T3 prostat kanserli çoğu hasta günümüzde neoacuvan hormonal tedavisini takiben Alfa RT ile tedavi edilmektedir.
a) Orşilektomi: Dolaşımdaki belli başlı androjen olan
testesteronun %95'i testisteki leydig hücrelerinden salgılanır.
b) Hormonal tedavi: Günümüzdeki orşilektomi kadar etkili ve 3-4
aylık depolar halinde kullanılan LHRH agonistleri tercih edilmektedir.
Kemik metastazlarına redyoterapi uygulanır.